MERYEM İŞLİYEN 01.02.2021

2021 yılının ikinci  röportajını Tarih’18 Mezunumuz Meryem İŞLİYEN ile gerçekleştirdik.  Merak uyandıran hikayesiyle sizleri de heyecanlandıracağına inandığımız Sevgili Meryem’in hikayesini bir de kendisinden dinleyelim. Meryem İŞLİYEN kimdir?

Aslen Mardinliyim, Düzce’de büyüdüm. 2011 Akçakoca Lisesi mezunuyum, TOBB ETÜ Tarih bölümünün ardından, Galatasaray Üniversitesi Gikamer ve İstanbul Teknik Üniversitesi Kuluçka Merkezlerinde uzun dönem girişimcilik eğitimleri aldım. Türk Amerikan Derneği’nden dil bursu kazanarak ve Facebook İstasyon’dan ihracat eğitimleri alarak girişimcilik serüvenimi destekledim.

TOBB ETÜ ile yollarınız nasıl kesişti?

TOBB ETÜ’yü Türkiye 387.si olarak tam burslu olarak kazanıp, ardından yedi yılda tam burssuz bitirmeyi başaran azınlıktanım. Bunu aslında eğlenceli buluyorum çünkü bana başarı ölçütlerinin dışında olduğumu hissettiriyor. Yanlış bölümü seçtiğini onu okumaya başladıktan sonra fark eden binlerce öğrenci vardır herhalde bu ülkede.  Ben de onlardanım.  Açıkçası tarih haricinde ne isteyebileceğimi de pek bilmiyordum. Bu noktada istediğimiz tüm bölümlerden ders alabilmemiz çok işime yaradı. Neredeyse tüm alanlardan ders alarak nihayetinde, 2016’da Ahu Genis Gruber’in verdiği, Uluslararası Girişimcilik bölümü, Kültürlerarası İşletme dersinde hocanın da teşvikiyle şu anki kariyer çizgimi belirlerdim.

Afrika serüveniz nasıl başladı?

2017’de Sen de Gel Derneği’nin gönüllüsü olarak, 2.5 aylığına Afrika’ya gittim ve oradaki kültürden çok etkilendim. Döndüğümde Afrikalı kadınlarla el sanatları üzerine bir proje yapmak istedim fakat başlamak üzereyken sağlık sorunlarım sebebiyle vazgeçmek zorunda kaldım. Ancak sürdürülebilir kültürel çalışmalara olan ilgim giderek artmaya başladı.

Kurucusu olduğunuz Butekmi’nin hikayesi ile ilgili neler anlatmak istersiniz?

2019’da geleneksel el sanatlarının son temsilcilerinin vefatıyla geleceğe aktarılamadığına dair üst üste birkaç haber okumamla, iki ay boyunca geceli gündüzlü neden acaba, sorusuna cevap aradım. Fakat oturduğum yerden huzursuzluğumu gideremeyeceğimi  farkedince dört ay boyunca il il gezerek üreticileri ziyaret ettim, festivallere katıldım, STK, kamu ve özel sektörlerde konunun ilgililerine ulaştım. Projeden fazlasına ihtiyaç olduğunu görüp Butekmi isimli şirketi kurdum. Şuanda Butekmi ile geleneksel el sanatlarından takı ve aksesurlarlar ile firmalara yönelik kişisel ve kurumsal tasarımlar üretiyoruz. Mardin’de iki atölye ve üç geleneksel el sanatından üretimler yapıyoruz. Bu sayede hem kültürel hem ekonomik çift taraflı fayda sağlamayı başarıyoruz. Aynı zamanda eğitimini aldığım tarih bilgilerini kullanarak tüm motiflerin taşıdıkları tarihi ve kültürel anlamlarını anlatarak “takılabilir hikayeler” mottomuza bir zemin oluşturuyoruz. 

Girişimcilik serüveninizdeki kırılma noktanız ne oldu?

Saha çalışmalarının ilk ayında elimde hiçbir şey yoktu ve devam etmek hakkında tereddüt etmeye başlamıştım. TOBB İkiz Kuleleri arayıp benim bir projem var ve bunu tarafsızca dinleyip yorum yapabilecek birilerine ihtiyacım var, diyerek operatördeki beyle birlikte daire başkanlarını aradık. O dönemki Girişimcilik ve Sektörler Meclisi daire başkanı Ozan Acar ile tanışmamı sağladı bu çabam. Görüşmemizde bu projeyi başkası yapmaya kalksa zor derdim, ama bana değer yaratacağına dair güveni verdin ve devam et, dedi. O noktadan sonra hiç durmadım. Zaman zaman arayıp kendisine geri bildirimde bulunmaya devam ediyorum. 2017’de havaalanında çalışırken, beş dakikalık bir sohbetin ardından müşterim seninle tekrar karşılaşacağımıza inanıyorum ben, diyerek bana kartvizitini verdi. Karta baktığımda Demet Sabancı ismini görünce, arkasından gerçekten inanıyor musunuz, diye seslendim. Gülerek döndü ve evet inanıyorum kesinlikle, dedi. Üç yıl sonra GS Üniversitesi Girişimci Kadınlar Merkezi için Emine Erdoğan’ın verdiği bir resepsiyona davetliydim. Eğitimimizi TİKAD destekliyordu ve üyeleri arasında Demet Sabancı da vardı. Yanına gittim ve kendimi tanıttım. Hatırladı ve seni burada gördüğüme hiç şaşırmadım, biliyordum, söylemiştim zaten diyerek beni bir kez daha bana olan güveniyle şaşırttı. Bu iki olay kırılma noktamdı.

Üniversite yıllarınızdan gönüllü olarak sosyal dayanışma projelerine destek verdiğinizi bilmekteyiz. Biraz da yapmış olduğunuz bu projelerinizden bahsedebilir misiniz?

Tüm hayatım boyunca topluma hizmeti sevdim. Üniversiteyi kazanınca önce çeşitli sivil toplum kuruluşlarında gönüllülük yaptım, devamında TOBB ETÜ Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Topluluğunda yönetimde görev aldım. Şu anda hala gönüllü olarak destek vermeye devam ediyorum. Ben ve arkadaşlarım bu toplulukta çok güzel işlerin içinde yer aldık. Okulumuzun birçok olanağı var elbette ama benim en çok faydalandığım olanağı sosyal çalışmalara olan sonsuz desteği oldu. İyiliği şehirlerden şehirlere, kişilerden kişilere ulaştırmak inanılmaz bir doyum. Her ne yapıyor olursam olayım yaptığım işte sevgi ve anlam bulmaya çalışıyorum. Ve en büyük hayalim çocuklara ve gençlere ilham vermek umarım bir gün gerçek olur.

TOBB ETÜ Mezunlar Derneği ile ilgili düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

Mezunlar  Dernekleri üniversite öğrencilerinin sahip olduğu ortak kültürü ve değeri  yansıtan, yaşatan yegane topluluklardır. Biz mezunlar arkamızdan gelen arkadaşlarımızın bu noktada referansıyız. Bizlerin aldığı yol yetişmekte olan TOBB ETÜ öğrencilerine mutlaka güven verecektir. Dolayısıyla birlikteliğimiz bana göre ruhumuzu ve gücümüzü yansıtıyor. Bana bu röportaj imkanını sunan TOBB ETÜ Mezunlar Derneği’ne çok teşekkür ediyorum. 

Girişimcilik konusunda öğrencilerimizi ve mezunlarımızı cesaretlendirdiğiniz için  ve  samimi röportajınız için teşekkür ediyor, başarılarınızın devamını diliyoruz.