TOBB ETÜ Mezunlar Derneği’nde bu ay Tuğrul ARICI’yı ağırlıyoruz. Öncelikle konuğumuz olmayı kabul ettiğin için teşekkür ederiz. Bize biraz kendinden bahsedebilir misin?
Teşekkür ederim. 2004 – 2008 yılları arasında TOBB ETÜ Makine Mühendisliği’ni, 2008 – 2011 yılları arasında da TOBB ETÜ işletme yüksek lisansını tamamladım.
Şu anda kendi işletmemiz olan ve Ankara Çayyolu’nda bulunan HEV Zigana adlı Karadeniz restoranıyla ilgileniyorum.
TOBB ETÜ’de eğitimini tamamladıktan sonra neler yaptın?
Mühendislik eğitimi sonrasında kendi işimi kurma hayalim olduğu için işletme yüksek lisansı yapmaya karar verdim. Bu eğitimim sırasında bir program kapsamında 4 aylık süreyle Amerika’ya gittim ve döndükten sonra da askerlik görevimi tamamlayarak yüksek lisans programına devam ettim. Yüksek lisans eğitimi devam ederken Ankara Elmadağ’da yerleşik Roketsan A.Ş.’nde Proje Yönetim bölümünde göreve başladım ve 3 seneyi aşkın süre boyunca bu pozisyonda görev aldım. Ailemin iş ortaklarıyla birlikte açmaya karar verdiğimiz restoran işletmesiyle ilgilenmek üzere Roketsan’dan ayrıldım.
Ne zamandır HEV Zigana restoranında çalışıyorsun?
İşletmemizi 2 Kasım 2013 tarihinde hizmete açtık. Bu tarihten itibaren burada çalışmaktayım ancak esnaf bir babanın oğlu olmam sebebiyle bu tür işletmelerin kokusuna kendimi bildim bileli alışığım diyebilirim. Fakat bu asla “ben bu işi biliyorum” anlamına gelmesin. Halen öğrenilecek birçok durum var ve ben yolun daha en başındayım.
Nasıl böyle bir karar aldın?
Dediğim gibi esnaf bir aileden geldiğim için kafamda hep kendi işimi yapma fikri vardı. Öyle ki bu fikir benim aldığım diplomayı bile bana unutturarak bambaşka bir sektörde görev yapmamı sağlıyor. Sürekli bu fikrin aklımda olması nedeniyle de bu kararı almakta zorlandığımı söyleyemem.
Sana sunulan imkânlardan bahsedebilir misin?
Kendi işletmemiz olması sebebiyle belki akla imkânlar sınırsız gibi gelebilir ancak en önemli imkânın karar alabilme ve bunu uygulayabilme olduğunu söyleyebilirim. Tabi bu kararların da belli sınırları var, ancak bu çerçevede hareket ettiğim sürece oluşan özgürlüğün bana kattığı özgüven ve farklı düşünme duygusunu sabit bir işte çalışarak yakalayabilmenin oldukça zor olduğunu düşünüyorum. Elbette olası bir hatanın da bu özgürlük kadar büyük zararları olabilir fakat işi, işletmeyi ve birçok diğer faktörü öğrenmenin en iyi yolunun da bu tip hatalar olacağı düşüncesindeyim.
Mesleğinin seni zorlayan yönleri var mı peki?
Hizmet sektöründe faaliyet gösterdiğimiz ve pozisyonum gereği en büyük zorluk özel hayata fazla zaman yaratamamak. Müşterilerimizin ve dolayısıyla birçok kişinin en uygun olduğu zaman dilimleri bizlerin en yoğun olduğumuz zamanlar. Buna ek olarak işletmeden sorumlu olduğum için her türlü eksik malzeme, personel, kar, zarar, vb birçok konuyla baş başa kalıyorsunuz.
Ortak eğitimlerinin şuanki iş hayatına ne gibi etkileri olduğunu düşünüyorsun?
Açıkçası şu anki işim gereği ortak eğitimde bulunduğum firmalardaki görevlerimle alakalı işlerde bulunmadım. Ancak ilk işim olan Roketsan’daki proje yönetimini düşündüğümüz zaman farklı firmalarda farklı görevler yapmanın birçok getirisi oldu. Daha üniversite yıllarında çalışma hayatına hazırlanmak ve bu ortamları görebilmek için gerçekten iyi bir fırsat ortak eğitim.
Peki bundan sonra geleceğe dönük hedeflerin, planların neler?
Ben hep “kendi işim olsun, araba yıkamacısı olsun” düşüncesiyle hareket ettim. Bu belki dışarıdan çok basit ve hedefsiz bir düşünce olarak algılanabilir ancak benim her zaman ilk hedefim kendi işimi yapmaktı. Şu aşamada buna ilk adımı atmış durumdayım. Yakın gelecekte sıfırdan başladığımız restoran işini bir zincire dönüştürerek öncelikle Ankara’ya ve daha sonra da ulusal boyutta yaygınlaştırmayı hedefliyorum.