TOBB
ETÜ Mezunlar Derneği’nin bu ayki söyleşisinde 2012 Eğitim ve Öğretim Yılı Türk
Dili ve Edebiyatı Bölümü ve 2013 Yılı Uluslararası İlişkiler mezunumuz Can
Bilgiç’i ağırlıyoruz. Konuğumuz olmayı kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz.
Öncelikle bana böyle bir imkân
verdiği için TOBB ETÜ Mezunlar Derneği’ne peşinen teşekkürlerimi sunmak
istiyorum.
Sayın
Bilgiç bize biraz kendinizden bahsedebilir
misiniz?
1989
Zonguldak-Kozlu doğumluyum, ilk ve ortaöğrenimimi Kozlu’da tamamladıktan sonra,
lise öğrenimimi Zonguldak İ.M.K.B. Anadolu Öğretmen Lisesi’nde parasız yatılı
öğrenci olarak tamamladım. Tabii ki temel öğretimlerin, özellikle lise
deneyimlerinin, herkesin gönlünde farklı bir yeri vardır. Ben de yatılı öğrenci
olarak okuduğum için bir süre sonra gördüm ki öğretmenleriniz ve
arkadaşlarınızla bir aile olduğunuzun farkına varıyorsunuz, öğretmenlerimden
aldığım harçlıkları hiç unutamıyorum mesela. Lise öğrenimimi sosyal bilimler
bölümünde tamamladım ve 2007 yılında gerçekleşen ÖSS’de sözel puanda Zonguldak
1.si, Türkiye 17.si (ek puanlı), ek puansız Türkiye 73.sü olarak TOBB ETÜ Türk
Dili ve Edebiyatı bölümünü tercih ettim. Kendime dönecek olursam yeni ülkeler,
yeni insanlar, yeni kültürler keşfetmek, onlarla birlikte yeni deneyimler
kazanmak benim için bir tutku diye düşünüyorum. 8 yıldır Ankara’da yaşıyorum ve
eşim de Ankaralı olduğundan kendimi artık Ankaralı sayıyorum. Yaklaşık 2 yıldır
Dışişleri Bakanlığı’nda çalışıyorum ve Protokol Genel Müdürlüğü bünyesinde
Cumhurbaşkanlığı Protokol bölümünde görev yapıyorum.
TOBB ETÜ’de geçirmiş olduğunuz öğrencilik yıllarınıza dair bizlerle
paylaşmak istediğiniz anılarınız varsa anlatır mısınız?
TOBB
ETÜ’yü tercih edişimden, ilk ayak bastığım ana kadar her şey hafızamda çok iyi
yer etmiş durumda. Sevgili Mustafa Durmuş Hocam evimizi aramıştı, ilk defa bir
akademisyenle konuşmanın şaşkınlığı ve ilgisiyle mutlu olmuştum. Akabinde
Tanıtım Günleri için Ankara’ya Üniversitemizi görmeye gelmiştim. Ankara’da bir jeeple
karşılanmanın ardından Üniversitemizi görünce içimde bir yandan sevinç
çığlıkları atarken bir yandan da kendime temkinli olmam gerektiğini,
ayaklarımın yerden kopmamasını telkin ediyordum. İtiraf etmek gerekirse TOBB
ETÜ’ye gelirken çok korktum, burslu okuyacaktım ve ailem dar gelirli olduğundan
bir gün bursum kesilir de ortada kalırsam diye çok kararsız kaldığım zamanlar
oldu. Hatta ilk yıllarda bursumu sağlam biriktirdim ki bir gün geri ödemek
zorunda kaldığımda ödemede zorluk yaşamayayım, bursumuz da sağlam da hani. TOBB
ETÜ’de çok iyi bir eğitim aldığımızı düşünüyorum. Korktuklarım hiçbir zaman
gerçekleşmedi, okulumuzda hiçbir zaman gelir farklılıklarından dolayı sorunlar
yaşanmadı, siyasi çekişmeler, olaylar olmadı. Ben hep bir fanusun içinde
yetiştiğimizi düşünüyorum, bunu da araştırma görevlisi olarak Hacettepe’ye
gidince fark etmiştim. Üniversite tabii
ki bireyin daha fazla sorumluluk aldığı, kendini yetişkin olarak hissettiği bir
ortam, bir yandan ailemizden uzakta yetişkin olmanın farkına varırken diğer
yanda üniversitedeki yeni ailemiz yanı başımızdaydı. Arkadaş çevremde Türk Dili
ve Edebiyatı Bölümü sanırım biraz kıskanılıyordu, hocalarımızın bize yakınlığı
bunda temel etkendi. Lise yıllarında başladığım Türk Halk Dansları’na Üniversitemizde
de devam ettim. Arnavutluk-Tiran Yunus Emre Enstitüsü’nde ilk yurtdışı stajımı
ve uzun süre kalma deneyimini elde etmiştim, sonrasında İsveç Uppsala
Üniversitesi’nde 2 dönem için Erasmus Değişim Programına katıldım. TOBB ETÜ’den
kalan en değerli şey, yaşamıma anlam katan dostlarım ve çok değerli hocalarım
oldu.
TOBB ETÜ’de Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü lisans öğrencisi iken
Uluslararası İlişkiler Bölümünden çift anadal yaptığınızı bilmekteyiz.Türk
Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olarak Uluslararası İlişkiler Bölümünden çift
anadal yapmak istemenizdeki neden neydi?
Bu soruyla çok defa karşılaştım aslında, her seferinde
yeni cevaplar türettim. Genellikle insanlar disiplinleri kendi ufuklarıyla
sınırlıyorlar. İlk defa Firdevs Hocamdan işittiğim, Hz. Ali’ye ait bir sözü
söylemek istiyorum “İlim birdi, cahiller onu çoğalttı”. Deneyimlediğimiz,
teorilerini öğrendiğimiz her bir sosyal bilim, insanlığın farklı veçhelerini
anlatır. Bu anlamda da Edebiyat ve Uluslararası İlişkiler, nazari olarak
birbirinden kopuk olsa da anlattığı hikaye aynı olgu üzerinedir, sadece
pencereleri farklı yönlere açılıyor. Bu anlamda örnek aldığım bir isim de
Türkolojiye müthiş katkıları olan, İsveçli Türkolog Günnar Jarring’dir, kendisi
aynı zamanda bir diplomattı.
Ortak Eğitim sürecinde staj yaptığınız firmalar ya da kurumlarda
edinmiş olduğunuz tecrübelerinizi bizlere aktarabilir misiniz?
Yaptığım
ve yaşadığım en güzel tecrübe Tiran Yunus Emre Enstitüsü’nde geçirdiğim 3 ay
oldu. A1 Türkçe derslerine giriyordum, 8-9 tane yaşıtım olan öğrencim vardı.
Onlara bir şeyler öğretmek, onların öğrendiğini görmek, duymak, bir annenin
bebeğinden ilk kelimesini duymak kadar insana haz veriyor. Bir buçuk saat süren
derslerimiz, iki buçuk saatten az zamanda bitmezdi, derse doyamayıp bir kafede
kahvelerimizi yudumlayarak devam ederdik. Hepsi de birer Türkiye sevdalısıydı,
bu da ayrıca gurur verici bir etkendi.
İsveç’te ne amaçla bulunmuştunuz?
2011-2012
eğitim-öğretim yılında 2 dönem için Uppsala Devlet Üniversitesi Filoloji
Fakültesi’ne değişim öğrencisi olarak gittim. Eva Csato Johannson, Birsel
Karakoç; Türkoloji alanında çalışan çok değerli bilim insanları, onlardan
eğitim almak müthiş bir şanstı. Eva Johanson’dan ayrıca bahsetmek istiyorum ki,
kendisi Lars Johanson’ın eşidir (LarsJohanson, Almanya Mainz Üniversitesi’nde
çalışan Türkoloji’nin önde gelen isimlerinden birisidir.). Eva Hoca ölmek üzere
olan Türk Dillerinden Litvanya Karaycası’nı (Karaim) canlandırma çalışmalarını
yürütüyor, bu alanda yoğun çabaları var. Eğitim dışına çıkmak gerekirse refahın
çok yüksek olduğu, bilim ve teknolojiye çok değer verilen sosyal bir devlette
bulunmak da yadsınamaz bir tecrübe oldu benim için.
TOBB ETÜ’deki mezuniyetiniz sonrasında Hacettepe Üniversitesi’nde hangi
bölümde Araştırma Görevlisi olarak akademik kariyerinize devam ettiniz?
TOBB
ETÜ’den 2012 yılında Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun olduğumda Kültürel
Çalışmalar yapmak istiyordum, disiplinler arası çalışmalar yapmanın beni daha fazla
geliştireceğine inanıyordum. Mezuniyet sonrası Hacettepe Üniversitesi Türk Halk
Bilimi bölümünde açılan araştırma görevlisi kadrosuna başvurumu yaptım ve kabul
edildim. TOBB ETÜ’den mezun olalı henüz 1 ay İsveç’ten döneli 3-4 ay olmuştu ve
ben büyük beklentiler içerisindeydim, yeni başlangıcın büyük inancını,
idealizmini taşıyordum. Tabii hiç bir şeyin TOBB ETÜ’deki gibi olmayacağını 3
ay içerisinde anladım. Devlet Üniversitelerindeki bölümlerin kapıldığı o girdaba
ne yazık ki gitmiş olduğum bölüm çoktan kapılmıştı. Yeni bir karar vermem
gerekiyordu; ya büyük mücadelelere girecektim, tabii ki bu da beraberinde
buhranları, çatışmaları, akademik kalıpları, ideoloji ve kişi temelli
çalışmaları da gerektiriyordu, ya da ayrılacaktım. Ayrılmaya karar vererek,
Dışişleri Bakanlığı’na girdim.
Şu anda T.C. Dışişleri Bakanlığı’nda hangi birimde çalışıyorsunuz? T.C.
Dışişleri Bakanlığı’nda çalışmak isteyen mezunlarımıza yol gösterici olması
açısından işe giriş sürecinizden bahseder misiniz?
Şu
anda Dışişleri Bakanlığı Protokol Genel Müdürlüğü’nde Cumhurbaşkanlığı Protokol
bölümünde çalışıyorum. 2 yıl öncesinde Bakanlığa giriş süreci daha zordu ancak
geçen yıl yapılan değişiklikle birlikte süreç biraz daha kolaylaştı. Test
sınavı geçen yıl kaldırıldı, artık sadece yazılı sınav ve sözlü mülakat
gerçekleştiriliyor. Bakanlığımıza girmek isteyen arkadaşlarımız öncelikle iyi
bir KPSS puanı ve Yabancı Dil puanı alması gerekiyor, tabi bu ön şart, asıl
sınavlara çalışmak için çok fazla çeviri yaparak, Türkçe
ve yabancı dilde makaleler, kompozisyonlar yazarak hazırlanmalılar. Ancak asıl
konu şu ki Bakanlığa girmek isteyen arkadaşlarımız şunun ayırdına varmalı,
Hariciye kendine has bir yaşam tarzı gerektirir, onu benimserseniz mutluluk ve
başarı sizinle olur. Bununla çatıştığınızda, bu her iş için geçerlidir,
huzursuz olabilirsiniz. Yoğun iş temposu, düzensiz bir yaşantı, sık seyahatler
sizi korkutabilir, ancak ülkemizi, vatanımızı temsil ettiğimizi, ülkemiz adına
çalıştığımızı, gittiğimiz ülkede vatandaşımıza hizmet ettiğimizi kendimize
kaide edersek, kendi adıma daha fazla haz verecek bir şey göremiyorum.
TOBB ETÜ MED olarak bizlerden beklentileriniz nelerdir?
TOBB
ETÜ mezunlarını, dostlarımızı bir çatı altında toplama gayretiniz için sizlere
bir kez daha teşekkür ederim. Mezun sayımızın artmasıyla birlikte öneminiz daha
da artacak, bu size daha da sorumluluk ve görev yükleyecektir. Görevinizi
layıkıyla yaptınız inancındayım, yeni etkinliklerinizle biraya gelme ümidiyle,
hoşçakalın.
TOBB ETÜ MED olarak
bizlere vakit ayırdığınız için teşekkür eder, çalışma hayatınızda başarılarınızın
devamını temmeni ederiz.