Uğur Topal 02.08.2016

1990 yılında Zonguldak’ta doğdum. 2008 yılında Zonguldak Mehmet Çelikel Anadolu Lisesi’nden mezun oldum ve üniversite giriş sınavında sözel puan türünde Türkiye’de 94., Zonguldak il birincisi oldum. Benim sınavı kazanmamı ve başarılı olmamı sağlayan en önemli etken, sosyal bilimlerde okumak isteyen bir öğrenci olarak toplumun baskısına maruz kalmamdır.   Lise eğitimim sırasında, fen derslerinde başarılıydım ve bu sebepten öğretmenlerim tarafından sürekli fen bölümüne yönlendirildim ve fen bilimlerinin daha iyi bir alan olduğu için tercih etmem gerektiğine vurgu yapıldı. İnsanların birçoğunda “Fen dersleri başarısız olan öğrenciler zorunlu kaldıkları için sosyal bilimleri tercih eder” şeklinde bir algı vardı. Fen derslerimin iyi olmasına rağmen sosyal bilimleri tercih etmem insanlarda şaşkınlık yaratıyordu. Lise eğitimim sırasında her zaman kitaplarla içli dışlı oldum, dört sene boyunca kütüphane kolunda çalıştım ve sürekli sosyal bilimlerle ilgilendim. Bu süreçte herkesin beni fen bölümüne yönlendirmesine karşı çıkarak sosyal bilimleri tercih etmem,  hayatımdaki önemli bir kırılma noktalarındandır. Bu süreçte bir birey olarak kendi kararımı kendim verdim. Nitekim verdiğim bu karardan hiçbir zaman pişmanlık duymadım.  Fen derslerim iyi olduğu için mutsuz olacağım bir bölümde okumayı hiçbir zaman kabul etmedim. Bu süreçte çevremden sosyal bilimleri seçtiğim için tepkiler aldım ve bu tepkiler beni daha çok hırslandırdı.  Sürekli kendimi daha çok çalışmam ve başarılı olmam yönünde motive ettim. Sosyal bilimleri tercih ettikten sonra insanlara “biz sana demiştik ve şimdi haklı çıktık” cümlesini söyletmemek için çok çalıştım.  Sosyal bilimlerde başarılı olmamın en büyük etkeni insanlardan aldığım olumsuz tepkilerdi. Bu tepkiler benim çalışma azmimi artırdı ve başarıya ulaşmamı kolaylaştırdı. Okuduğum alanı severek seçtiğim için üniversiteye hazırlık sürecinde hiç sıkıntı yaşamadım ve bir gün dahi ders çalışmaktan bunalmadım. Hiçbir zaman kaç soru çözmem, ne zaman kahvaltı yapmam, ne zaman uyumam ya da ne zaman ders çalışmamı gösteren bir ders programım olmadı. Kendimi iyi tanıdığım ve hedeflerimi bildiğim için üniversiteye hazırlık sürecinde ders çalışmaktan büyük zevk aldım. Üniversitede Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde ya da İletişim fakültesinde okumak istiyordum. Bu iki bölüm arasındaki kararsızlığım TOBB ETÜ’yü tanıdıktan sonra bitti ve TOBB ETÜ’de Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü okumaya karar verdim. Tercih sürecinde İstanbul’daki üniversitelere dair araştırmalar yaparken TOBB ETÜ tanıtım ofisinden arandım ve tanıtım günlerine davet edildim. TOBB ETÜ’yü tanıdıktan sonra kesin kararımı verdim ve TOBB ETÜ Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü ilk tercihim olarak yazdım. İlk sırada yazmamdaki temel sebepler staj olanakları, bölümün akademik kadrosu ve öğrenci sayısının az olmasıdır. Öğrenci sayısının az olmasının avantajını eğitim alırken gördüm. Birçok derste on kişiydik ve bu şekilde dersler daha verimli geçiyordu. Öğrenci sayısının az olmasından dolayı yazdığımız makaleleri hocalarımız inceleyip bize eksiklerimiz ve hatalarımız hakkında geri dönüşler yaparlardı. Üniversiteden mezun olup yüksek lisansa başladığımda hocalarımızın lisansta okurken makaleleri inceleyip bize geri bildirim yapmalarının avantajlarını gördüm.  Ayrıca hocalarımızın bize samimi ve sıcak davranmaları, ofislerine her gittiğimizde bizi güler yüzle karşılamaları ve her zaman sorunlarımızla ilgilenmeleri TOBB ETÜ’deki eğitimim sırasında beni motive eden etkenlerden biridir.  2010 yılında TOBB ETÜ Hukuk fakültesinde çift anadal yapmaya başladım fakat bir süre sonra bu alanın benim karakterime uygun olmadığını ve beni mutsuz ettiğini fark edip ayrıldım. Çevremdeki birçok insanın verdiği tepkilere rağmen kendi kararımı uyguladım ve insanın sevdiği şeyleri yapmasının önemini bir kez daha anladım.  Hukuk fakültesinde yapmış olduğum çift anadalı bırakmam hayatımdaki önemli kırılma noktalarından biridir. Bu süreçte hayattaki en büyük şeyin sevdiklerimizle ve istediğimiz işi yaparak mutlu ve sağlıklı bir şekilde yaşamak olduğunu fark ettim.     

Şimdiki işimi bulmamda en büyük etken TOBB ETÜ’de okurken üç stajımı da Bilim ve Sanat Vakfı’nda yapmış olmamdır. Stajlarımı yaparken meslek hayatını yakından tanıma fırsatı bulmak ve teorikte öğrenilen bilgiyi pratiğe aktarmak bana çok şey kazandırdı.     

Şu an çalıştığım ortam ve bana sunduğu şartlar beni mutlu ediyor. Çünkü hep istediğim gibi kitaplarla iç içe ve araştırma yapabildiğim bir yerde çalışıyorum. Burada çalışmamın en büyük avantajlarından biri vakıf bünyesinde tarih, edebiyat, sanat ve sinema gibi alanlarda düzenlenen konferans ve seminerleri yakından takip edebilme şansımın olmasıdır. Ayrıca çalıştığım ofisin iki kat altında vakfa ait 110.000 kitaplık bir kütüphanenin olması burada çalışmamı daha cazip hale getiriyor.     

2016 Şubat ayında Yıldız Teknik Üniversitesi Türk Edebiyatı alanında yüksek lisans eğitimime başladım. Aynı zamanda Tübitak bursiyeriyim. Gelecekteki hedeflerimin en başında doktorayı tamamlayıp akademide çalışmak var.          

TOBB ETÜ Mezunlar Derneği, TOBB ETÜ mezunlarını bir çatı altında toplama konusunda önemli bir göreve sahiptir.  TOBB ETÜ Mezunlar Derneği, mezunlar arasındaki iletişim ve birlikteliği güçlendirme konusunda çalışmalar yapmaktadır. Bu sayede mezunlar aralarındaki iletişimi koruyup güçlendirmekte ve üniversite ile aralarındaki bağı korumaktadırlar. Mezunlar Derneği’nin faaliyetlerini artırarak mezunlarımız için güzel çalışmalar yapacağına inanıyorum. Mezunlar Derneği'ne yaptığı çalışmalar için teşekkür eder ve yeni çalışmalar için başarılarını dilerim.