Mehmet Sığırcı 20.08.2015

TOBB ETÜ Mezunlar Derneği’nin Ağustos ayı konuğu kariyer hayatıyla merak uyandıran Mehmet SIĞIRCI. Öncelikle sizi ağırlamaktan dolayı büyük keyif duyduğumuzu belirtmek isteriz. TOBB ETÜ’nün başarılı mezunlarından Mehmet SIĞIRCI kimdir? Bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?  

1988 Konya doğumluyum. İlk ve orta öğrenimimi memleketimde tamamladım. 2006 yılında TOBB ETÜ Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü kazanarak Ankara’ya taşındım. Öncelikle edebiyat bölümü öğrencisi deyince birçok insanın gözünde fen bilimlerinden olabildiğince uzak, Dünya’nın ya da daha özelde insan vücudunun işleyişinin yanı sıra hayvanlar, bitkiler ve diğer tüm canlılar hakkında merakı hayli sınırlı olan bir profil canlanabilir. Bence bu bakış açısının oluşmasında bireysel tercihler kadar eğitimde çoğunlukla sayısal bölümlerin öne çıkarılarak sosyal bilimlere yeterince önem verilmemesi de yatıyor. Ben tüm eğitim hayatım boyunca az önce özelliklerini saydığım profilin aksini kanıtlamaya çalıştım. Edebi kitaplarla içli dışlı biçimde geçse de günlerim, bu günlerin her anına merakımı da dahil ederek fen bilimleri alanından da uzak kalmamaya çalıştım. Örneğin çocukluğumda evimizde herhangi bir ansiklopedi yoktu, o yüzden komşumuzdan rica minnet birkaç ansiklopediyi eve taşıyarak bilmediğim birçok kavramı sayısal, sözel diyerek ayırt etmeksizin öğrenmeye çalışırdım. Daha sonra bunu eğer köyümüzdeysem buğday birikintisinin üzerine uzanarak, değilsem balkonda yapılan gökyüzü gözlemleri, bu gözlemlerde merak edilen şeylerin cevaplarını öğrenmek için VCD’den izlenen birçok belgesel ve okunan kitaplar takip ederdi. Şu an aynı merak ve heyecanla yaşamaya devam ediyorum.  

Selçuklu Anadolu Lisesi'nden mezun olduğunuzu bilmekteyiz. Bu yıllar ile ilgili bizimle paylaşmak istediğiniz anılarınız var mıdır?

Dokuzuncu sınıfın sonlarında bölüm tercihi yapılıyordu. Bana sayısal bölümü mü yoksa eşit ağırlık bölümünü mü seçeceğim sorulduğunda, iki bölümü de tercih etmediğimi, sevdiğim, okumak ve mezun olmak istediğim bölümün sosyal bilimler olduğunu belirttim. “Anadolu lisesine sosyal bilimler okumak için mi geldin, burada sosyal bilimler bölümü açılmayacak” şeklinde bir cevap aldığım anda yine o bakış açısının dayattığı zorluklarla mücadele etmem gerektiğini anladım. Bunun üzerine birçok öğretmenimin ve arkadaşımın telkinine ve okulun evimin çok yakınında olmasına rağmen sadece istediğim, sevdiğim bölümde okumak için servisle gidebileceğim başka bir Anadolu lisesine –misafir öğrenci olarak da olsa- kayıt yaptırdım. Bu noktada belki de dikkat çekilmesi gereken nokta kişinin ne istediğini bilmesidir. Eğer kendinizi tanıyor ve gelecekte ne yapmak istediğinizi biliyorsanız bir sonraki adımınızı ona göre planlıyor ve bu plan çerçevesinde çalışmalarınızı sürdürüyorsunuz.  Bu süreçte birçok olumsuz yorumla karşılaşabilirsiniz ama bir gün pişman olunacaksa bile bunun kendi aldığınız karar neticesinde gerçekleşmesi çok daha iyidir benim gözümde.   

2006 ÖSS’de Sözel-2 puan türünde Konya 1.’ligi ve Türkiye 58.’ligi derecelerine sahipsiniz. Başarı dolu bu yılla ilgili bizlere neler söylemek istersiniz?

Herkesin hayatında birkaç kırılma noktası vardır ve ömrünüz boyunca unutamazsınız bu anları. Üniversiteyi kazandığım 2006 yılı da benim hafızamdan hiçbir zaman silinmeyecek bir kırılma noktasıydı. Bahsettiğim şekilde özellikle lise eğitimim boyunca sosyal bilimler alanında okumanın zorluklarını fazlasıyla yaşadım. Ancak bir şeyi zorluklarına rağmen tercih ediyorsanız size verebileceği güzellikleri hesaba kattığınız içindir. Sınav için yıl boyunca çalıştım ancak biraz garip gelse de bunu eğlenerek yaptım. Yoksa başka türlüsü çekilmezdi, bunalır, bıkar ve uzaklaşırdım. Rehber öğretmenimin benim için hazırladığı sabah kahvaltımın saatini ya da ne zaman ders çalışacağımı, ne zaman televizyon izleyeceğimi belirten çalışma planını gülerek kendisine iade etmiştim. Önemli olan kendini tanımak. Kendisini tanıyan insan hangi saatte nerede olacağını ve ne yapacağını bilir ve bu sorumluluğa göre davranır. En azından ben böyle yaptım. Sonucunda tabii ki bu denli bir başarı beklemiyordum ancak gerçekti her şey. Hemen vakit kaybetmeden okurken en üst düzeyde fayda sağlayabileceğim, bana farklı bakış açıları kazandırabilecek ve mezun olduğumda da ismini gururla taşıyabileceğim bir üniversite aramaya başladım. Günlerce süren araştırmalarım sonucunda hem kaliteli eğitim kadrosu hem de Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin desteğini arkasına alarak öğrencilere sunduğu büyük imkânlardan ötürü TOBB ETÜ’yü seçtim. Sevdiğim, istediğim bölümü yani Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü nitelikli eğitim yöntemleriyle bana çok şey katan değerli hocaların bulunduğu, Ortak Eğitim Programı’yla bizleri iş hayatına hazırlayan TOBB ETÜ’de tamamladığım için hayli mutluyum ve bununla gurur duyuyorum. Üzerimde emeği geçen bütün hocalarıma teşekkür ederim.
 
İlk iş deneyiminiz 2009 yılında AKTUELL’de yapmış olduğunuz editörlük müydü?

Evet, ilk iş tecrübemi daha ikinci sınıfta üniversitemizin Ortak Eğitim Programı çerçevesinde ERASMUS’la gittiğim Almanya’da AKTUELL gazetesinde redaktörlük/editörlük yaparak edindim. 3,5 aylık bu süreç benim için hayli verimli geçti. Yayıncılığa her zaman ilgim vardı ancak sanırım bu ilk iş deneyimi kariyer planlarımı çizmede beni hayli etkiledi. Yerel bir gazete olan AKTUELL’de çalışarak yayıncılığın her aşamasına tanık oldum. Yazı düzeltmekten haber hazırlamaya, röportaj yapmaktan gazetenin basımına kadar her türlü işte görev aldım. Bölümümde aldığım teorik bilgiyi burada uygulamaya geçirmek hem bana özgüven kazandırdı hem de gelecek yıllar için bana bir ışık oldu. Bunların yanı sıra yurt dışında –kısa süreli de olsa- bulunmak bence harika bir deneyim. Farklı şehirlerde farklı kültürlerden gelen birçok insanla tanışıyorsunuz, görmediğiniz yerleri gezip, tarihi yerleri ve müzeleri ziyaret ediyorsunuz. Şüphesiz ki bu bakış açınızı genişleten bir deneyim. Bu sayede kendinize ve ülkenize dışarıdan bakabiliyor, farklılıkları, iyi ve kötü yönleri belirleyebiliyorsunuz. Böylece heybenizde çok değerli kazanımlarla ülkenize geri dönüyorsunuz.
 
2012 yılında Trakya Üniversitesi'nde araştırma görevlisi olarak ne kadar süre çalıştınız? Araştırma görevlisi olarak çalışmaktan haz aldınız mı?

2012 yılının Eylül ayında başladığım araştırma görevliliği işine yalnızca 7 ay devam ettim. Akademisyenlik bana göre büyük özveri gerektiren bir meslek. Bir meslekten öte hayat tarzı belki. Çünkü işiniz yalnızca okulla sınırlı değil, sürekli kendinizi yenilemeniz, çalışmalarınızı sürdürmeniz gerekiyor. Bu özverinin yanında belki de daha önemlisi kişisel olarak o mesleği yapmayı gönülden icra etmek istemeniz. Ben eğitim hayatım boyunca akademisyenliği kendime ideal meslek olarak belirlemesem de mezun olduktan sonra denemek istedim açıkçası daha sonra pişman olmamak adına. Belki farklı bir şekilde gelişir her şey ve bakış açım değişir demiştim. Bu mesleği severek yapan birçok hocam, arkadaşım var. Ancak ben göreve başladıktan kısa bir süre sonra bu mesleği ömür boyu yapamayacağımı anladım ve 7 ay sonra istifamı verdim. Bu kararı almamda aklımın bir kenarında yayıncılık düşüncesinin olması da çok etkili oldu. Zor bir karardır istifa etmek ancak insan huzurlu olacağı, yaptığı işten zevk alacağı başka bir fırsatı elde ettiği zaman bu zorlukların da üstesinden gelebiliyor.  

Trakya Üniversitesi'nde araştırma görevlisi olduktan hemen sonra aynı üniversitede yüksek lisans eğitimi de almaya başladınız. İstifa etmeniz yüksek lisans eğitiminizi nasıl etkiledi? Yüksek lisansınızı hangi bölümde yapıyorsunuz?

İstifa ettikten sonra yaşadığım en büyük zorluklardan biri de yüksek lisans eğitimi ile ilgiliydi. Trakya Üniversitesi’nde göreve başladıktan sonra Türk Edebiyatı alanında yüksek lisans eğitimi almaya başladım. İlk dönem derslerini tamamlasam da ikinci dönem derslerimi istifa etmem nedeniyle tamamlayamadım. Ankara’ya dönüşüm sonrası Gazi Üniversitesi’nde eğitimime devam etmek için başvuru yaptım ve kabul aldım. Ancak derslerin sayılması konusunda büyük problemler yaşadım bu yüzden neredeyse sıfır noktasından başladım ve gereğinden fazla ders almak durumunda kaldım diyebilirim. Şu an Yeni Türk Edebiyatı alanında halihazırda bir tez hazırlıyorum.  

Şu anda TÜBİTAK Bilim ve Toplum Daire Başkanlığı Popüler Bilim Dergileri Müdürlüğü'nde redaktör olarak görev yapmaktasınız. TÜBİTAK’ta çalışmak isteyen mezunlarımız için işe giriş sürecinizden ve şu anda yapmış olduğunuz görevinizin kapsamından bahsedebilir misiniz?

Trakya Üniversitesi'ndeki görevime devam etmeme kararı aldıktan sonra yayıncılıkla ilgili neler yapabileceğim ve bu alanda kendimi ne kadar geliştirebileceğim üzerine düşünmeye başladım. İstifamı sunmadan kısa süre önce İstanbul Bilgi Üniversite’sinin eğitim programına katılarak editörlük sertifikası aldım. Metis Yayınları’nın kurucularından Semih Sökmen tarafından verilen bu eğitime devam ederken TÜBİTAK kendi bünyesinde çıkardığı dergi ve kitapların dil kontrolü için iş ilanı açtı. Hedefim yayıncılıkla ilgili bir işte çalışmak olduğundan bu ilan benim için büyük bir fırsat oldu. TÜBİTAK da bir devlet kurumu olduğu için KPSS, yabancı dil, üniversite yerleştirme sırası gibi koşulları sağladıktan ve mülakatta da başarılı olduktan sonra Trakya Üniversitesi’ne istifamı verdim ve TÜBİTAK’ta göreve başladım. Yaklaşık bir sene boyunca Eğitim Araştırmaları Müdürlüğü'nde MEB ile imzalanan protokol çerçevesinde hazırlanan ders kitaplarının redaksiyon işiyle ilgilendikten sonra Popüler Bilim Dergileri Müdürlüğü’ne geçtim ve halen bu müdürlükte çalışmaya devam ediyorum. Sevdiğim işi yani yayıncılığı TÜBİTAK’ta icra ettiğim için gerçekten çok mutluyum. Buradaki görevim öncelikle TÜBİTAK’ın gençlere yönelik çıkardığı yeni elektronik yayını Bilim Genç’in redaksiyon işlerini yapmak. Bunun yanı sıra 1967’den beri yayında olan Bilim ve Teknik dergisinin -bazı yazılarının düzeltmelerini de yapıyorum. Hem Bilim Genç hem de Bilim ve Teknik için hazırlanan yazılar popüler bilim yazıları olduğu için yaptığım iş çok daha eğlenceli hale geliyor. En başta söylediğim gibi bir sosyal bilimci olarak özellikle sayısal alanlara dahil edilen birçok yazıyla haşır neşir olmak bana bilmediğim birçok şeyi öğretiyor. Merakımı üst düzeyde tutan bu iş sayesinde hiçbir zaman monotonluğu kapılmıyor, her okuduğum yazıda yeni bir şeyler öğrenerek bilgimi ve kendimi tazeliyorum. Yazı düzeltme işlerinin yanı sıra Bilim Genç olarak düzenlediğimiz Robot Bilim gibi farklı projelerde görev alarak kendimi proje hazırlama konusunda da geliştiriyorum.
 
Geleceğe yönelik hedefleriniz/kariyer planlarınız nelerdir?

Kısaca yayıncılıkla olan bağımı daha da kuvvetlendirmek diyebilirim sanırım. Ortak Eğitim Programı ile staj yaptığım yerlerden birisi de TRT olduğu için televizyon yayıncılığına da ilgi duymaya başlamıştım o dönem. Gelecekte bu alanda da ileride bir şeyler yapmak isterim açıkçası. En çok arzuladığım şeyse senaryo yazımı. Bunu ne zaman, hangi iş için yapabilirim bilmiyorum ama yayıncılığın teknik kısmının yanı sıra yaratıcı yazarlık kısmında da yer almak beni hayli memnun edecektir.  

TOBB ETÜ Mezunlar Derneği’nden beklentileriniz nelerdir?

TOBB ETÜ Mezunlar Derneği hâlihazırda gerçekleştirdiği etkinlikler ve organizasyonlar ile sunduğu sosyal yardımların yanı sıra kariyer planlamasında mezun öğrencilere yardımcı olarak üzerine düşen görevi çok iyi bir şekilde yerine getiriyor. Mezun olduktan sonra üniversite aidiyetimizi sürekli kılan etkenlerden biri olan TOBB ETÜ MED’in daha da büyüyerek bugün olduğu gibi gelecekte de TOBB ETÜ mezunlarının yanında olacağına dair inancım tam.     

Yoğun iş temponuzda bizleri kırmayıp mezunlarımıza ve mezun adaylarımıza yol gösterecek olan bu röportajı gerçekleştirdiğiniz için teşekkür ederiz.