EYMEN TUĞÇE SARITAŞ 01.04.2021

Sevgili takipçilerimiz bu ayki konuğumuz Bilgisayar Mühendisliği’11 Mezunumuz, Eymen Tuğçe Sarıtaş… Tuğçe Hanım hikayeniz bizi oldukça heyecanlandırdı. Takipçilerimizi fazla bekletmeden hikayenizi takipçilerimizle paylaşır mısınız? Eymen Tuğçe Sarıtaş Kimdir?

1989 yılında Malatya’da doğdum. Liseyi Malatya Fen Lisesi’nde tamamladım. 2006 yılında TOBB-ETÜ Bilgisayar mühendisliğini tam burslu olarak kazandım. 2011 yılında mezun oldum ve ortak eğitim programı kapsamında staj yaptığım Ankara’da bulunan bir teknoloji şirketinde ‘yazılım uzmanı’ olarak tam zamanlı işe başladım.
TOBB ETÜ’nün en büyük avantajı olan ortak eğitim programı kapsamında 2009 yılında Almanya’da 3 ay staj yapma imkanım olmuştu. Karakterimi olumlu yönde geliştiren bu tecrübeden sonra yurt dışında yaşamak ve çalışmak hedeflerim arasına girmişti. Nitekim 2013 yılında 2 yıllık Ankara iş tecrübesinden sonra istifa edip Milano-İtalya’ya taşındım.
Politecnico di Milano’da 2 yıl süren bilgisayar mühendisliği masterımı tamamladım. Hala master öğrencisiyken kendi kendime android programlama öğrenip, Milano’da bir şirkette part time işe başladım.  Daha sonrasında çeşitli şirketlerde ‘mobil geliştirme uzmanı’, ‘kıdemli IT çözüm uzmanı’ ve ‘kıdemli yazılım mimarı’ pozisyonlarında çalıştım.
Milano’da geçirdiğim 7 yılın ardından Hollanda’ya taşınma kararı aldım. Eylül 2020den beri Hollanda’da ikamet ediyorum.


2013 yıllında Milano’da ki hikayenizden de bahsedelim mi? Politecnico’da  master programına katıldınız. Henüz mezun olmadan bir şirkette parttime Android uygulama geliştirici olarak çalışmaya başladınız. Bu dönemle ilgili yaşadığınız zorlu ve güzel anılarınızı bizimle paylaşır mısınız?

Milano’ya ilk geldiğim yıl biraz çetrefilli geçti benim için. İtalya’da İngilizce bilme oranı çok düşük. Bürokratik işlemler de karışık ve uzun sürüyor. Ben İtalya’ya sıfır İtalyancayla gelmiştim fakat geçen yılların sonunda İtalyancayı anadilimle eş seviyede konuşur düzeye geldim. Henüz 24 yaşında olup ilk yurt dışı tecrübemi tek başıma yaşamam çok zor oldu ama bana ve kişiliğime çok şey kattı diyebilirim.
Politecnico di Milano’yu İngilizce okudum. Dersler İngilizce ve İtalyanca olarak  2 ayrı  kategorideydi ve İngilizce ders veren hoca sayısı ve ders seçenekleri çok azdı. Avrupa’daki master programları Türkiye’dekilerden biraz daha yoğun. Bir dönemde yaklaşık 6 ders alıyordum ve sınavlar ve ders programı çok yoğundu.
Daha önceden Türkiye’de java teknolojileri ile çalışmıştım. O yıllarda Java dili kullanılarak Android uygulama geliştiriliyordu. Mobil uygulamalar alanında ilerlemek için kendi kendime Android  programlama öğrenmeye başladım. İş tecrübemin devam etmesi adına da sadece okulla yetinmeyerek bir şirkette Android uygulama geliştirici olarak part time işe başladım. 

2015 yılında mezun olduktan sonra 2015-2017 Techedge şirketinnde  Mobil Application Constant olarak çalıştınız. 2017-2020 yıllarında Vodefone İtalya’da Senior  Soluction Architect pozisyonunda çalıştınız. Bu şirketlerde çalışmak isteyen mezunlarımız için neler söylemek istersiniz?

Öncelikle İtalya, İspanya ve Fransa gibi ülkelerde çalışmak isteyen arkadaşlarıma tavsiyem kesinlikle dil öğrenmeleri gerektiği. İtalya’daki tüm iş mülakatlarımı %100 İtalyanca yaptım. Tüm iş hayatım boyunca , bütün maillerin, dokümanların ve  yapılan toplantıların  hepsi tamamen İtalyanca oldu. A seviyesi dil bilgisi bahsettiğim ülkelerdeki iş yaşamı için kesinlikle yeterli değil. Minimum B2 yada C seviyede o ülkenin anadilini akıcı olarak konuşabilmek gerekli. İtalya’da iş bulmak zor bir süreç. Diğer AB ülkelerine kıyasla ülke ekonomisi çok iyi değil ve İtalyanlar bile iş bulmakta zorlanabiliyor. Bir çok İtalyan arkadaşım iş sıkıntısı dolayısıyla başka ülkelere taşındı. Bu yüzden alanınızda en iyisi olmak için çabalamalı ve kendinizi mülakatlarda doğru ifade edebilmelisiniz. Teknoloji alanında çalışmak için kesinlikle sosyal ve teknik becerilerin doğru bir şekilde harmanlanması gerekiyor. Yazdığınız bir program veya kod ne kadar iyi olursa olsun, onu iş birimi tarafına doğru ve güzel aktaramadığınız sürece bir anlamı olmuyor. Ya da iş birimi tarafının ihtiyacını tam anlamadan yapılan projeler (web uygulama, mobil uygulama, yapay zeka vs) hiçbir getiri sağlamadığı ve değer yaratmadığı gibi harcanan emekler da maalesef boşa gidiyor.

Çeşitli firmaların IT departmanlarında 8,5 senelik bir tecrübeniz oldu.  Şu anda eylül ayından itibaren Vodafone Hollanda’da Senior IT Designer olarak çalışıyorsunuz. 8,5 yıllık tecrübenize istinaden bu sektörün geleceği ile ilgili neler söylemek istersiniz?

İşimi çok severek yapıyorum. Teknoloji alanında çalışmak çok zevkli çünkü sektör çok dinamik. Kullanılan teknolojiler ve sistemler bir kaç ay içerisinde bile değişebiliyor, bu da kendimizi sürekli geliştirmemiz ve güncel tutmamız anlamına geliyor. Şu anda en büyük yönelim cloud sistemleri üzerine. Bir çok şirket IT sistemlerinde dijital dönüşüm programı kapsamında cloud yapısına geçmek için yatırım yapıyor. Günümüzde, saklanan işlenen ve transfer edilen veri boyutları çok artmış durumda. Dolayısıyla şirketler big data alanında tecrübesi olan çalışanlar arıyorlar. Machine learning-Artificial Intelligence, Robotic Process Automation ve mobil teknolojiler sektörde önemi artan diğer alanlar arasında. Bunun yanı sıra Avrupa’da birçok şirket diversity ve inclusion temasına çok önem veriyor. Şirketlerin önceliği takımların mümkün olduğunca heterojen yapıda olması. Bunun için iş alımında, etnik köken/cinsiyet/yaş/din/cinsel tercih/eğitim geçmişi farklı olan çalışanlar aranıyor. Heterojen takımlar daha başarılı oluyor.  Kendim de, ”women in technology” alanında bir çok çalışmalar yaparak kadınların mühendislik ve teknik alanlara yönelmesi için çeşitli programlar düzenledim.   

İtalya ve Hollanda’da iş yaşantınız dışında nasıl vakit geçirdiniz? Size İtalya mı Hollanda mı dersek tercihiniz ne olurdu?

Çalışmadığım zamanların çoğunu gezerek geçirdim. Pandemi öncesi hemen hemen her ay farklı bir ülkeye yada şehre gezmeye gidiyordum. Kendi deneyimlerimi yazdığım bir gezi blogum da mevcut. Milano , Alp dağlarına çok yakın bir konumda. Kış mevsiminde çoğu hafta sonu arkadaşlarımla kayak yapmaya gidiyorduk. Bazı hafta sonları Toscana bölgesinde şarap tadımına yada yerel küçük restoranların tam gün süren gurme organizasyonlarına bazen de festivallere katılıyorduk. Onun dışında uzun süre salsa ile ilgilendim. Hollanda mı İtalya mı sorusu için henüz çok erken. İtalya’da 7 yılı aşkın süre yaşadım. Henüz 6 aydır Hollanda’da bulunuyorum. Fakat Hollanda’da bürokratik işlemleri halletmek çok daha kolay ve her şey daha dijital. Hollanda’nın diğer bir farkı da hemen hemen herkesin iyi seviyede İngilizce konuşabiliyor olması diyebilirim. Ama yine de hayatımın önemli bir bölümünü Milano’da geçirmem nedeni ile Milano’nun kalbimde hep ayrı bir yeri olacak.

Yurt dışında yaşamanın size getirmiş olduğu avantajları ve dezavantajları nelerdir?

Kendi kişisel fikrim, herkesin hayatında bir kere kendi konfor alanından çıkıp bu tecrübeyi yaşaması yönünde. Yurt dışında yaşamanın avantajları/dezavantajları ülkeden ülkeye göre değişen bir kavram. Fakat genel olarak, kendi doğup büyüdüğün bir ülkenin dışına çıkmak ve başka bir ülkenin sistemini kurallarını anlamak ve uyum sağlamak kolay değil. Banka hesabı açmak, sağlık sistemini anlamak ve kayıt olmak, her türlü yasa kanunu anlayıp takip etmek ve uymaya çalışmak, tüm bürokratik süreçleri öğrenmek ve doğru başvuru yapmaya çalışmak, ev bulmak (hangi semtte yaşanır, nelere dikkat edilmesi gerekir) , vergi işlemlerini öğrenmek vs diye uzayan giden tüm bu işlemleri tek başına anlamak ve yapmak kolay bir süreç değil. Yurt dışı hayatı kolaylaştıran en önemli etmen ise dil. İtalya’daki hayatımı hep İtalyanca bilmeden önce ve sonra diye ikiye ayırıyorum. Hatta İtalyanca ve İspanyolca dilinin çok benzer olması sebebiyle, İspanyolca konuşulan ülkelere olan seyahatlerimde çok rahat ettim. Bence kesinlikle yaşanılan ülkenin dili orta-üst seviyede bilinmeli. Hayat kalitesi doğru orantılı şekilde artışa geçiyor. Şu an Felemenkçe kursuna da başladım ve öğreniyorum. Avrupa’da yaşamanın avantajları ise iş-özel yaşam dengesinin sağlanması. Yıllık tatil süresinin yeterli olması ve her yöne ekonomik bilet bulunması sebebiyle bu süreçte bir çok ülke gezme imkanım oldu. İtalya’da yaşadığım süre boyunca farklı kültürlerden bir çok insanla tanışma fırsatım oldu. Bir çoğu ile sıkı dostluklar geliştirdik.  Her tanışılan farklı bir insanla, dünyaya onların gözünden bakma imkanı elde ettim. Karakter gelişimime de çok katkısı olduğunu düşünüyorum.  

TOBB ETÜ Mezunlar Derneği ile ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?

Bir eğitim kurumu, hali hazırda ve mezun öğrencileri ile bir bütündür. Mezunlar ile iletişimde olmak ve bir dernek altında toplamak, edindiğimiz bilgi ve tecrübeleri aktarma açısından çok önemli bir konumdadır. TOBB ETÜ MED ailesi kuruluşundan bu yana çok önemli çalışmalara imza atmış bir organizasyondur. Tüm TOBB ETÜ MED ailesine tüm  emekleri  ve bana verilen röportaj imkanı için çok teşekkür ediyorum.
            

TOBB ETÜ MED ailesi olarak keyifli röportajınız için teşekkür eder, başarılarınızın devamını dileriz.