ELİF ŞİRİN 01.08.2021

Ağustos ayı Röportajlar köşesi konuğumuz İktisat Bölümü 2015 yılı Girişimci Mezunumuz Elif Şirin. Elif Hanım, bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Elif Şirin kimdir?

Eğitim hayatımı Ankara’da, lisans eğitimimi TOBB ETÜ İktisat bölümünde tamamladım. Üniversitede aldığım eğitim ve seçmeli tasarım dersleri ticaret hayatıma da faydalı oldu. Mezun olduktan sonra girişimci olarak çıktığım bu yolda kadın girişimcilere sunulan ayrıcalıklar ile kendimi geliştirip ilerlemeye devam ettim. TOBB ETÜ İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı mezunu ortağım Melda Aliyev ile birlikte şuanda dokuz kişi olarak devam ediyoruz. Ankara, İzmir, Samsun başta olmak üzere tüm Türkiye’ye hâkim olduğumuzu söyleyebilirim. Yurtdışı şubemiz olarak Azerbaycan ile alt yapı çalışmalarımız ve görüşmeleriz devam etmektedir. Yoğun iş tempomun zihnimi dinç tuttuğuna ve bu sayede daha fazla fırsatı görmemi sağladığına eminim. Yaptığım çeşitli ticaretler, tedarikçi görüşmelerim ve tüketiciler ile kurduğum iletişimler sayesinde pazar içinde tecrübe ve gözlem yeteneğim arttı. Çeşitli etkileşimlerim ve araştırmalarım sayesinde tüketim pazarının içinde bulunan farklı, eksik yönleri görmemi sağlamış oldum ve bu doğrultuda ilerledim. Çevreme ve bu zorlu süreçte iş arayışında olan kişilere destek olmanın haklı gururuyla daha fazla büyümeye devam edeceğimize inanıyorum.

Ortak Eğitimlerinizi hangi Kurum/ Firmalar da gerçekleştirdiniz? Ortak Eğitim Model’inin kariyer hayatınıza yansımalarından bahsedebilir misin?

Ortak eğitimimi Akfen Holding - Finans, ATO - Muhasebe ve Borusan Mannesmann’da - Satış Pazarlama departmanlarında tamamladım. Tüm firmalarda farklı departmanlarda ortak eğitimimi tamamlamam kendimi tanımama ve hangi departmanda mutlu ilerleyeceğimi seçmem için yardımcı olduğunu düşünüyorum. Ortak eğitim modelimizin bir yıllık iş tecrübesi yanında iş hayatına bakış açımızı geliştiriyor, hedeflerimizi şekillendirmede de güzel bir kılavuz olduğunu düşünüyorum.

Şu anda 9 çalışanı olan Genç girişicilerimizdensiniz. Girişimcilik serüveniz nasıl başladı?

Girişimci ruhum ortaokuldayken başladı. Yaz tatilimde el emeği yaptığım takıları dışarda satardım. Benim şansım Kızılay’ın popüler olduğu zamanda Saraçoğlu mahallesinde çocukluğumu yaşamam oldu. Evimizin önünde kurduğum küçük sergime müşteri bulmakta hiç zorlanmadım. Ailemden gizlice başladığım bu işte 23 Nisan’da ciddi para kazanmam sonucu açıklamak zorunda kalmıştım. Girişimciliğime drama kulübündeki arkadaşlarımı organize ederek tasarladığım biletlerle devam ettim. Hangi kimlikte olursam olayım girişimciliğe devam edeceğimi biliyordum. Mezun olduktan sonra yakın arkadaşım Merve Dilek Demirel’in organizasyonumda ben sukulent dağıtmak istiyorum ve sen bu tasarımı yapabilirsin demesiyle başladı bütün süreç. Sosyal medya ve kadın girişimcilere sunulan imkanlar sayesinde girişimcilik serüvenim başladı ve başarı bir şekilde ilerledi.

İşinizi şehirlerarası platformdan ülkeler arası platforma taşımak üzeresiniz. Girişimci olmak isteyen ama henüz cesaretini toparlayamamış mezunlarımıza yol göstermek adına gelişim sürecinizden bahsedebilir misin?

Hem girişimci olunduğuna, hem de girişimci doğulduğuna inanıyorum. Bu yüzden içinizdeki girişimciyi bastırmayın, girişimci doğduysanız her koşulda ne olursa olsun adım atın. Girişimci olacaksanız hedefinizi belirleyin ve çok çalışın. Hedef doğrultusunda sunulan imkânları araştırın. Ben hem çok çalıştım, hem de devletin desteklerinden yararlandım. Başarısız olmaktan asla korkmadım, zorluklar ve karşıma çıkan engelleri yılmadan çok çalışarak aştım.   İlk iki yıl günde minimum 13 saat çalıştım. Herkesten bir şeyler öğrendim, her zorluk beni daha da doğrulttu ve bakış açımı geliştirdi. Hedef odaklı çalıştığınızda işinize odaklanıyor ve olumsuzlukları görmüyorsunuz. Her zaman yenilikçi ve öğrenmeye açık olmak büyümeme faydalı oldu. Son olarak Rifat Başkanımızın iş hayatında verdiği tavsiyelerden birisi “İşin hilesi dürüstlüktür” en sevdiğim tavsiyedir. Dürüst çalışmanın meyvelerini gördüm ve hala da görmeye devam ediyorum.

Pandemi nedeniyle artık birçok firma çalışanları home office olarak çalıştırma kararını devam ettirdiğini görmekteyiz. Bu hem işverenin hem de çalışanın desteklediği çalışma şekliyle ilgili siz neler söylemek istersin? İçerisinde bulunduğunuz sektör için avantaj ve dezavantajlarından bahsedebilir misin?

2016 yılından itibaren home office çalıştığımız için çalışma düzenimizde değişiklik olmadı. Biz iki sektörün içindeyiz. Birincisi organizasyon sektörü sukulent – telliduvak. Kısıtlamalar ve ertelenen organizasyonlar bizi de olumsuz etkiledi. İkincisi üretim sektörü ellsi beton saksı. Eve kapanmalardan dolayı artan hobiler ve insanların doğal yaşama özlemi bahçe ekim işlerine yönlendirdi. Beton saksı ve çiçek sektörünü olumsuz etkilemediğini söyleyebilirim. Çalışma alanımız açık hava olduğu için üretim ve dağıtım konusunda olumsuz etkilenmedik. Bulunduğum sektör avantajı birçok farklı müşteri kitlemiz var ve iletişim kurmak bilgi paylaşımında bulunmak network alanımızı genişletti. Yaptığım hiçbir işte dezavantaj oluşmasına izin vermem ya krizi fırsata çeviririm ya da kendi planlarıma entegre ederim.

Genç girişimcilerimiz sosyal medyayı artık daha aktif şekilde kullanarak satışlarını, reklamlarını bu kanal üzerinden yapmaktadır. Maliyetler göz önüne alındığında girişimciler için muazzam olan bu platformlar için neler söylemek istersin?

Sosyal medya sizin iş yeriniz oluyor ve maddi yükünüzü üzerinizden almış oluyor. Sunulan imkanlar doğrultusunda doğru seçimlerle ile daha hızlı ve sonuç odaklı başarıya ulaşılmasını sağlıyor. Girişimciliğe atılan ilk adım için az maliyetli, risksiz bir adım olduğun düşünüyorum.

TOBB ETÜ Mezunlar Derneği ile ilgili düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

TOBB ETÜ ailesini bir arada tutan TOBB ETÜ MED’e teşekkür ediyorum.

Keyif dolu röportaj için bizler teşekkür eder, başarılarınızın devamını dileriz.