TOBB ETÜ Mezunlar Derneği’nin Mart ayı röportajlar köşesinde bu ay
Lisans ve Yüksek Lisans eğitimini TOBB ETÜ İç Mimarlık ve Çevre Tasarımında
tamamlamış olan mezunumuz Ayşe Ecem Çelik’i ağırlıyoruz.
Öncelikle Ayşe Ecem Çelik kimdir? Kendinizden biraz bahsedebilir
misiniz?
2 Mayıs 1989 Ankara doğumluyum.
Ortaokul ve lisede başarılı bir öğrencilik dönemi geçirmemin yanı sıra aynı zamanda
girmiş olduğum resim ve müzik yarışmaları ile birden fazla ödül aldım. Eğitim
hayatı devam ederken aynı zamanda dengeli şekilde dışa dönük, sosyal, stresi en
aza indirgeyecek aktiviteler yapmanın da başarıyı bir o kadar artırdığını
düşünenlerdenim. O dönemlerde hedefime karar verdiğim Güzel Sanatlar
Fakültesinde eğitim görme isteğine, 2007 senesinde TOBB Ekonomi ve Teknoloji
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümünü
yetenek sınavı ile asil listede kazanarak başladım. Girebileceğim pek çok
üniversite bulunurken tek tercih ile TOBB ETÜ’ yü tercih ettim.Masterımı da
TOBB ETÜ’de tamamladım. Şu an Hacettepe Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre
Tasarımı bölümünde doktora programına devam ediyorum.
TOBB ETÜ’ de İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı bölümü dereceli
mezunlarından birisiniz. Bu süreci nasıl değerlendirirsiniz?
Çok severek okuduğum bir bölümün doğru
üniversite tercihiyle başarılarımın devamlılığını sağladığını düşünüyorum.2013
senesinde ilk üçe girerek İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı bölüm derecesi ve
fakülte derecesi ile mezun oldum. İç Mimarlık mesleği sevilerek yapılacak,
yeniliklere ve gelişimlere açık olunması gereken, eğitim sürecinde
yaşanabilecek zorluklara disiplini elden bırakmadan devam edildiğinde başarının
kaçınılmaz olduğu bir bölüm. Ben TOBB ETÜ’ de olmaktan gurur duyan bir öğrenci
olarak da okurken yaz dönemleri tanıtım ofisi günlerinde çalışmaktaydım. Yeni
kayıt olacak öğrencilerin en çok sorduğu sorulardan biri ise; çok yetenekli
olmasam da bu bölümde başarılı olabilir miyim sorularıydı. Üniversitemiz
öğrencilerine baştan temel eğitim programları vermekte. Örneğin; çok iyi bir el
çiziminiz olmayabilir, ama istekli oluşunuz, çaba harcamanız dâhilinde
üniversitemizde Temel Tasarım derslerinin ardından ders olarak verilen AutoCad,
3dsMax programlarını öğrenerek bilgisayar ortamında tasarımlarınızı
aktarabilirsiniz. İç Mimarlık öğrencilerinin korkulu rüyası olan final jürileri
bu meslekte var olmak isteyen öğrencileri yıldırmadan, her bir jüri deneyimi,
bir sonraki adımı daha üstün kılmak adına yapıldığı unutulmaması gereken
sınavlardan biridir. TOBB ETÜ bünyesinde akademik kadromuzdaki hocalarımızla
aramızdaki ilişkiler saygı çerçevesinde bir arkadaş gibi sürmekte olup, eğitim
sürecinde onlarla beraber mesleğimizle ilgili pek çok fuar, sergi, konferans,
workshop, seminer etkinliklerine katılma fırsatı yakaladığımız bir bölüm. Ben
lisans öğrenimim boyunca hocalarımızla katıldığımız New York ICFF(International
Contemporary Furniture Fair), London Clerkenwell Design Week, I Saloni Milano
Uluslarası Mobilya Fuarlarına birlikte katılıp,yurt dışı deneyimini birlikte
yaşayıp, mesleğimize donanım katmak adına onların da destekleriyle, birlikte
vakit geçirerek dünyadan pek çok bilgiyi ve yeniliği takip etme fırsatı
yaşadığımız bir süreç yaşadım.
Üniversitemizin Ortak Eğitim Modelini nasıl değerlendiriyorsunuz?
TOBB ETÜ öğrencisi olmanın en
büyük avantajlarından birisi, okurken de aynı zamanda iş deneyimlerini
yaşayacağınız ve hangi doğrultuda ilerlemek istediğinizi staj yaparken
görebileceğiniz deneyimlerden oluşur. Bir iç mimarlık öğrencisi olarak ilk
stajımı şantiyede, ikinci stajımı mimarlık ofisinde son stajımı ise kendi
üniversitemizde iç mimarlık bölümünün asistanı olarak yaptım. Bu süreçte
mesleğimi devam ettireceğim alanın akademik kariyerde ilerlemek olduğunu
belirledim. Ve mezun olduktan sonra da yine TOBB ETÜ’de %100 başarı bursu ile
masterımı tamamladım.
Master programını %100 başarı bursu ile kazandığınız için, aynı zamanda
Araştırma Görevlisi olma deneyimi de yaşadınız.Bu süreci nasıl anlatırsınız?
Dereceli olarak mezun olduktan
sonra, kendimi daha geliştirmek adına Cambridge Üniversitesi bünyesinde dil ve
tasarım eğitimi almak için İngiltere’ye gittim. Orada edinmiş olduğum
bilgilerin yanı sıra aynı zamanda kendi üniversitemizde de ne kadar doğru ve
verimli eğitim verilmiş olduğunu gözlemledim. 2015 senesinde Güzel Sanatlar
Fakültesinin üç ana bölümünü de kapsayan (Endüstri Ürünleri Tasarımı, Görsel
İletişim Tasarımı, İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı) Tasarım Yüksek Lisans
eğitimime başladım. Bu süreçte üniversitemizin bize sunmuş olduğu tüm derslere öğretim
asistanlığı olarak girme görevinde bulundum. Bu süreç bana öğrenci olarak
okuduğum sıralardan farklı bir bakış açısıyla nelerin doğru nelerin yanlış
olduğu kavramını öğrenmemi sağladı. Okurken maliyeti yüksek bir bölüm olan iç
mimarlık, çoğunlukla öğrencilerin uykusuz kaldığı, kırtasiyede çıktı alırken
sabahlanabilecek, heyecanla jürilerde sunum yapılan, arkadaşlarınızla tasarım
stüdyolarında fikir birliği yaparak çiziminizi yetiştirmeye çalıştığınız bir
bölüm. Öğretim asistanı olduğum dönemde kendi sahip olduğum deneyimleri öğrencilerle paylaşmak, onlara destek olup yardımcı olabilmek,
bu zorlu süreçte kampüs içerisinde ve dışarısında iletişimi koparmadan her
konuda yanlarında hissetmeleri için elimden geleni yaptığımı söyleyebilirim.
Sosyal yaşantısında Ecem Çelik kimdir?
Sosyal, dinamik ve bir o kadar da
programlı yapıya sahibimdir. Belki mesleğimden kaynaklandığı için, yeni açılan
mekân incelemeleri yapmak, arkadaşlarımla birlikte vakit geçirmek, etkinlik ve
ya sergi gezmek, farklı kültürleri görmek adına fırsat buldukça seyahat etmek,
çok kitap okumak, haftada en az iki gün
spora gitmek olmazsa olmazlarım arasında yer alıyor.
TOBB ETÜ Mezunlar
Derneği Hakkındaki Düşünceleriniz, beklentileriniz nelerdir?
2013 senesinde mezun olduktan
sonra Mezunlar Derneği’nin mezunlarımıza destek vermek için yaptığı çalışmalar
sonucu, TOBB ETÜ çatısı altında olmaktan gurur duyan bir mezun olarak
derneğimizde web ve iletişim tasarımı sorumlusu olarak 6 aylık bir çalışma süreci
yaşadım. Derneğin tüm faaliyetlerini birebir tanıma, mezunlarımızla olan
iletişimin sürdürülebilirliği, TOBB ETÜ ailesinin ayrıcalıklara sahip olması
gibi hususları kendim gözlemleyerek, derneğin mezununun arkasında durduğunu,
yapılabilecek maximum faydanın sağlanabilirliği konusunda elinden gelen çabayı
harcadığına tanıklık ettim. Kalabalık organizasyonların bir araya getirilmesi
ne kadar zor ve zaman ayarlamasında sıkıntıların yaşanabileceği etkinlikler
olsa da, derneğimiz bu yönde aktif çalışmaları sürdürmek için elinden gelen
çabayı göstermektedir. Mezunlarımızla iletişimi koparmamak adına yapılan bu
etkinlikler bizleri daha birbirimize bağlayacakken, mezunlarımızın bu tür
etkinliklere katılmaması çalışma sürecinde karşılaştığımız bizi üzen durumlardan
biriydi. Bu bağlamda, TOBB ETÜ’lü olmak, bu kimliği güçlü tutabilmek adına
biraz daha duyarlı olabilmek ise bizlere düşüyor.
Bu ay beni konuk ettikleri için
öncelikle Mezunlar Derneğine, dönem arkadaşlarım Tuğçe Bayraktar Soyalp ve Arzu
Ozan’a da bu keyifli röportaj için teşekkürlerimi iletip, onların da
başarılarının devamını diliyorum.
Bizler de teşekkür edip, akademik hayatınızda başarılarınızın devamını
diliyoruz..